İspanya "Değişimin Ülkesi"

İspanya "Değişimin Ülkesi"

Başkent

Başkent Madrid

Ülkenin tam ortasında, ulaşım ağının merkezinde yer alan Madrid 4 milyona yaklaşan nüfusuyla Avrupa'nın en kalabalık 5. şehri durumunda.
Kraliyet Sarayı'nın halk tarafından görülebilen doğu yüzü
Madrid
Madrid bayrağı

11. yy'a kadar Arapların egemenliğindeki Madrid İspanyolların (Kastilya Krallığı) eline 1083'de geçmiş. II. Felipe, o zamanki başkent Toledo'daki karşıklıklardan dolayı 16. yy'ın sonunda başkenti Madrid'e taşımış.

Eski Madrid Manzanares Nehri'ne (Şehir adını bu nehirden alıyor. "Arapça macerit-su kanalı" sözcüğünün Madrid'e dönüştüğü düşünülüyor.) bakan Alhazar (kale) etrafında kuruluymuş. 15. yy'daki depremde Alhazar yıkılınca buraya kraliyet sarayı yapılmış ve şehir bu saray etrafında hızla gelişmiş. Büyük Avrupa gördüğümüz gotik tarzdaki binalara Madrid'de de rastlıyoruz. Ancak Madrid 1936-1939 İspanya iç savaşında ağır hasar görmüş. Savaştan sonra cunta idaresi kuran General Franco ülkeyi II. Dünya Savaşı'na sokmamayı başarınca ikinci bir yıkımdan kurtulmuş kent. Sonra imar çalışmalarıyla bugünkü şeklini almış.

Kraliyet sarayının halk tarafından görülebilen yüzü görülemeyen gösterişli taraflarını merak ettiriyor. Krallar fakir halka sarayın sade yüzünü göstermiş, diğer tarafları saklamışlar. Doğu tarafında Orient park bulunuyor. Oldukça büyük ve bakımlıydı.
Orient Park'ın saraya yakın bir bölümü

Madrid'de birçok meydan var. Bunlardan Kibele, Neptün ve Mayor meydanları öne çıkıyor. Kibele Real Madrid taraftarlarının kutlama alanıyken, Neptün Meydanı ise Atleticoluların. Arda Turan bu meydanda şampiyonluk kutlamaları yapmıştı. Mayor Meydanı diğer Avrupa kentlerinde gördüğümüz çok işlevli meydanlardan. Meydan Plaza Mayor adlı dikdörtgen bir yapıyla çevrili. Meydanın 10 kapısı var. Bu meydan yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip. Geçmişte ticaret, şölen ve infaz alanı iken şimdi kafeterya ve restoranların olduğu turistik bir merkezdir. Mayor, Madrid'in merkezi Puerta del Sol’a (güneş meydanı) oldukça yakın. Turistleri bu iki meydanda görmek mümkün.
Mayor Meydanı
plaza-mayor-2
Mayor Meydanı'nın ortasında III. Felippe heykeli
Mayor Meydan'ı yakınındaki deniz ürünleri lokantası

Balık lokantasında kalamar ve "morina" balığı. Morina bir okyanus balığı, sarımsaklı ve salçalı bir sosla pişmiş.

Puerta del Sol’da mola anı
Santiago Bernabeu



İspanyol kültüründe boğa güreşleri çok önemli. Franco döneminde İspanya'nın ulusal sporu ilan edilmiş. Gerçi Katalanlar bu spor(!)a "Bizim kültürümüzde böyle bir şey yok." diyerek ilgi göstermiyorlar, ama boğa güreşi İspanyollar ve turistler tarafından büyük ilgi görüyor.

Boğa güreşinin kökenleri, tarih öncesinde Mezopotamya ve Akdeniz bölgesinde rastlanan boğalara tapınma ve kurban etme geleneklerine dayanmaktadır. Hıristiyanlığın kökleşmesinden sonra Pagan dinine tepki göstermenin bir yolu olmuş boğa güreşleri. Hıristiyanlar, Paganlara "Bakın sizin Tanrılarınızı nasıl yeniyoruz, biz insan olarak sizin uydurma Tanrılarınızdan üstünüz." demeye getirmişler.

Plaza De Toros "Boğa Güreşi Arenası-Madrid"



Boğa tarafından öldürülen efsanevi matador Jose Cubero'nu heykeli önünde 

Dr. Fleming "Penisilinin kaşifi"


Dr. Fleming, penisilini bularak matadorların ömrünü uzamasını sağlamış ve arenanın önünde heykelinin dikilmesini hak etmiş. Matadorların boynuzlardan aldıkları yaralar enfeksiyon kapınca matadorlar enfeksiyon sebebiyle ölüyorlarmış, Dr. Fleming'in penisilin keşfi onu matadorların da kahramanı yapmış.

Bumerang - Yazarkafe